
Veri(Data)
Veri , ilişkide olduğumuz (ilgimiz olan) dünyanın durumlardır. O gün mağazaya kaç kişi geldiği, dışarıda havanın sıcaklığı, boyunuzun uzunluğu, göz renginiz veya son okuduğunuz kitabın sayfa sayısı veri kavramı için verebileceğimiz bazı örneklerdir. Veriler –bir yere kayıtlı olsun ya da olmasın– her zaman ‘orada’dır.
Veri kavramını dünyanın betimlemesi (tasviri) olarak düşünebiliriz. Duyu organlarımız ile verileri algılar ve beynimizle işleriz. İnsanlar bilgiyi oluşturmak için uzunca bir süre için verilerden yararlandılar. Örneğin dışarıdaki ortam sıcaklığını öğrenmek (hissetmek) için dışarı çıkmaları gerekiyordu. Bu süre içinde bilgi, doğrudan deneyimlerle ilintiliydi.
Veriler kendi başlarına ham halde durum bildiricilerdir. Sayısal veya sözel olabilen simgelerdir. Bir bağlamla (içerikle, temayla) ilişkilendirilip işlenmezler ise bir anlam taşımazlar. Anlamlı ve kullanılabilir olmaları için tanımlı bir çerçeve içine alınmaları ve işlenmeleri gerekir.
Bir kuruluş –örneğin bir ekonomik işletme– amaçlarını yerine getirebilmek için elde ettiği verileri işleyerek enformasyona dönüştürmelidir. Veriler tanımlı şartlar ve içerik altında anlamlı enformasyona dönüştürülmeli ve en uygun biçimde kullanıma sunulmalıdır.Enformasyon(information)
Enformasyon, duyularımızla elde ettiğimiz dünyaya ilişkin durumların ham veri şartlarını aşacak biçimde işlenmesi ile elde edilir. Boy uzunluğu bir veridir. Çocuğumuzun boy uzunluğunu düzenli olarak ölçer, bunu bir tablo haline getirirsek veriyi enformasyona dönüştürmüş oluruz. Burada bağlam olarak kabul edilen boy uzunluğu diğer başka verilerden ayıklanmış, tarih sırasına konmuş ve tablo haline getirilmiştir. Artık bu listeyi bir amaca uygun olarak kullanmak (bilgiye dönüştürmek) mümkündür.
Kısaca; enformasyon, verinin anlamlı bir konu etrafında işlenmiş halidir. Bir başka deyişle; seçilmiş verilerin bir anlam oluşturacak biçimde işlenmiş haline enformasyon adı verilir.
Bir örnek verelim. Piyasaya sunulmuş markalı bir ürün olsun. Bazı tüketiciler bu ürünü satın alacak, kimlerinin ilgisini ise çekmeyecektir. Tüketicilerin malum ürünü sunulan fiyattan almak isteyip istemeyecekleri konusundaki bir araştırma pazardaki tercihler verisini enformasyona dönüştürür. Piyasadaki tüketiciler zaten ürünü alarak veya almayarak bir veri üretiyorlar. Eğer üretilmiş verileri “Bu markalı ürünü şu fiyattan alır mısınız?” sorusu ile derleyen bir araştırma, söz konusu verileri işleyerek enformasyona dönüştürmüş olur.
Bilgi( knowledge)Bilgi, enformasyonu yorumlamak için ihtiyaç duyulan kuralların anlaşılmasıdır. Bir başka tanımla; bilgi, enformasyon parçaları ile bunlardan yararlanarak ne yapılabileceği arasındaki ilişkiyi anlama yeteneğidir. Bu çerçevede –örneğin– doktorlar, mühendisler, yöneticiler, bilim insanları, buluşçular ve yazılımcılar bilgi işçileri sayılırlar. Bilgi işçileri, onların ‘uzman’ sınıfında sayılması için özgün bilgi sahibidirler.Halen bilgiyi depolamak için ‘elimizde’ sadece insan beyni var. Henüz bilgisayarlar ne insan beyni düzeyinde ne de daha uygun bir seçenek değiller. Bilgileri birbirleriyle ilişkilendirebilen beynin yapabildiklerini başarabilen (veriyi enformasyona ve bilgiye dönüştüren, bağımsız kararlar verebilen) bilgisayar teknolojisine ulaşabilmiş değiliz.)(2)
Veri kavramını dünyanın betimlemesi (tasviri) olarak düşünebiliriz. Duyu organlarımız ile verileri algılar ve beynimizle işleriz. İnsanlar bilgiyi oluşturmak için uzunca bir süre için verilerden yararlandılar. Örneğin dışarıdaki ortam sıcaklığını öğrenmek (hissetmek) için dışarı çıkmaları gerekiyordu. Bu süre içinde bilgi, doğrudan deneyimlerle ilintiliydi.
Veriler kendi başlarına ham halde durum bildiricilerdir. Sayısal veya sözel olabilen simgelerdir. Bir bağlamla (içerikle, temayla) ilişkilendirilip işlenmezler ise bir anlam taşımazlar. Anlamlı ve kullanılabilir olmaları için tanımlı bir çerçeve içine alınmaları ve işlenmeleri gerekir.
Bir kuruluş –örneğin bir ekonomik işletme– amaçlarını yerine getirebilmek için elde ettiği verileri işleyerek enformasyona dönüştürmelidir. Veriler tanımlı şartlar ve içerik altında anlamlı enformasyona dönüştürülmeli ve en uygun biçimde kullanıma sunulmalıdır.Enformasyon(information)
Enformasyon, duyularımızla elde ettiğimiz dünyaya ilişkin durumların ham veri şartlarını aşacak biçimde işlenmesi ile elde edilir. Boy uzunluğu bir veridir. Çocuğumuzun boy uzunluğunu düzenli olarak ölçer, bunu bir tablo haline getirirsek veriyi enformasyona dönüştürmüş oluruz. Burada bağlam olarak kabul edilen boy uzunluğu diğer başka verilerden ayıklanmış, tarih sırasına konmuş ve tablo haline getirilmiştir. Artık bu listeyi bir amaca uygun olarak kullanmak (bilgiye dönüştürmek) mümkündür.
Kısaca; enformasyon, verinin anlamlı bir konu etrafında işlenmiş halidir. Bir başka deyişle; seçilmiş verilerin bir anlam oluşturacak biçimde işlenmiş haline enformasyon adı verilir.
Bir örnek verelim. Piyasaya sunulmuş markalı bir ürün olsun. Bazı tüketiciler bu ürünü satın alacak, kimlerinin ilgisini ise çekmeyecektir. Tüketicilerin malum ürünü sunulan fiyattan almak isteyip istemeyecekleri konusundaki bir araştırma pazardaki tercihler verisini enformasyona dönüştürür. Piyasadaki tüketiciler zaten ürünü alarak veya almayarak bir veri üretiyorlar. Eğer üretilmiş verileri “Bu markalı ürünü şu fiyattan alır mısınız?” sorusu ile derleyen bir araştırma, söz konusu verileri işleyerek enformasyona dönüştürmüş olur.
Bilgi( knowledge)Bilgi, enformasyonu yorumlamak için ihtiyaç duyulan kuralların anlaşılmasıdır. Bir başka tanımla; bilgi, enformasyon parçaları ile bunlardan yararlanarak ne yapılabileceği arasındaki ilişkiyi anlama yeteneğidir. Bu çerçevede –örneğin– doktorlar, mühendisler, yöneticiler, bilim insanları, buluşçular ve yazılımcılar bilgi işçileri sayılırlar. Bilgi işçileri, onların ‘uzman’ sınıfında sayılması için özgün bilgi sahibidirler.Halen bilgiyi depolamak için ‘elimizde’ sadece insan beyni var. Henüz bilgisayarlar ne insan beyni düzeyinde ne de daha uygun bir seçenek değiller. Bilgileri birbirleriyle ilişkilendirebilen beynin yapabildiklerini başarabilen (veriyi enformasyona ve bilgiye dönüştüren, bağımsız kararlar verebilen) bilgisayar teknolojisine ulaşabilmiş değiliz.)(2)
Farkları
Veri birbiri ile ilişkilendirilmiş ham kayıtlardır. Enformasyon information), işlenmiş veya anlam kazanmış verilerdir. Bilgi (knowledge) ise, değer kazanmış enformasyondur ve enformasyonun amaca yönelik olarak bir araya getirilmesidir.(3)
Birkaç örnekle daha iyi anlaşılır.
Örnek 1:
Bir öğrenci veri tabanındaki ad, soyad, doğum yeri,
öğrencilerin her birinin Yönetim Bilgi Sistemleri dersinden
aldığı notlar, öğrencilerin bölüme giriş puanları, mezun
oldukları lise türleri vb. gerçeklikler veri;
öğrenci listesi, notlar, harf notları, sınıf ortalamasından
oluşan liste enformasyon;
öğrencilerin mezun olduğu lise ya da üniversiteye giriş
puanına göre başarı durumlarının analiz edilerek bir örüntü
çıkarılması bilgidir.
Örnek 2:
Otomobil kullanmakta olan bir şoförü göz önünde
bulundurursak, hız değerini veri olarak kabul edebiliriz. Hız limitinin
yerleşim yerlerinde 50 km, bölünmüş yollarda 110 km ve otoyolda 120
km olması enformasyon, şoförün otomobili kullandığı yolun durumuna
göre hızını artırıp azaltması gerektiğini bilmesi ya da hız limitlerini
aştığında ceza yiyeceğinin farkında olması bilgidir.(4)
Kaynakça:
(1): http://www.duyguguncesi.net/veri-enformasyon-bilgi/
(2): http://www.2eylul.com.tr/veri-enformasyon-bilgi-makale,2841.html
(3): https://serdaryegul.com/2011/12/22/mesleki1/
(4): http://kisi.deu.edu.tr//sezgin/Bilgi_Yonetimi_Kavramlari.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder